Ef'al-i hususiye-i nâmeşrua, san'attaki meharet ve hazakate münafî değildir ve san'atı menfur etmez. Nasılki bir tabib-i hâzık ve bir mühendis-i mahirin nâmeşru harekâtı için, onların tıb ve hendeselerinden mani-i istifade olamaz. Hutbe-i Şamiye 106
…mahir mühendis, hâzık tabib bir cihette günahkâr olsalar, tıb ve hendeselerine zarar vermez. Divan-ı Harb-i Örfi 27
Ancak şer’i ahkam cihetinden verilen hükümler için tabibin dindar olmasına bakılır. Mesela; dişerin kaplanması hususu yıkanırken gusle mani olup olmaması cihetinden farzlara taalluk eder. Öyleyse zaruret cihetinin tesbiti tabibin dindar olmasına mütevakkıftır. Zira su-i istimale açıktır. Buna dair Üstad hazretlerinin aşağıdaki ifadeleri meselenin anlaşılması için yeterli olacaktır.
Abdest vaktinde ağzı yıkamak farz değil sünnettir. Fakat gusül hengâmında ağzını yıkamak farzdır. Az bir şey de yıkanmadık kalsa olmaz, zarardır…
Eğer mütedeyyin bir hekim-i hâzıkın gösterdiği ihtiyaca binaen kaplama sureti olsa, altındaki diş ağzın zahirîsinden çıkar, bâtın hükmüne geçer. Gusülde yıkanmaması guslü ibtal etmez. Çünki üstündeki kaplama yıkanıyor, onun yerine geçiyor. Barla Lahikası 277
Bu hüküm sadece tabib için değil, sair meslek erbabları içinde -mühendis, nefer gibi- geçerli olabilir.