Has Talebelere Verilen Evlilik İzni
Sual: “Salahaddin hususî, kendine ait bir mes’eleyi soruyor. Dünya, hayat-ı içtimaiyeye bağlanmak istiyor. Madem o haslar içindedir, kat’iyyen Risale-i Nur’un hizmetine zararı varsa, girmeyecek. Eğer bilse ki; o refika-i hayatını bazı has kardeşlerimiz gibi Risale-i Nur’un hizmetinde yardımcı olarak çalıştırsa, o hayata girebilir. Çünki hasların hayatı, Risale-i Nur’a aittir ve şahs-ı manevîsini temsil eden şakirdlerinin tensibiyle kayıd altına girebilir.Peder ve vâlidesinin re’yleri de varsa, inşâallah zararı olmaz”.
E.L.I 80 p4
Emirdağ Lahikasında geçen bu mektupta Salahaddin ağabeye evlenmekle alakalı Üstad Hazretlerinin verdiği bu cevabı aceba Salahaddin Ağabey nasıl anlamıştır? Ve burası hakikatte nasıl anlaşılmalıdır?
El Cevap:
Evvela ;Sualinizin birinci şıkkı olan; Salahaddin Ağabeyin Üstadımızın bu izahını nasıl anladığı meselesi şununla anlaşılır ki; Salahaddin Ağabeyin mektup sonrası bir zamanda, EVLİLİK hayatına duhulü,bu hususu nasıl anladığının fiili bir göstergesidir.Yani Üstadımızın belli şartlarla izin verdiğini ve kendisinin de bu şartları yerine getirmiş olduğu kanaati hasıl olduğundan evlenmiştir.
Saniyen ; sualin ikin şıkkı olan Üstadımızın bu cevabı hakikatte nasıl anlaşılmalıdır meselesi ise, paragrafa dikkat edilirse ;
1- Has talebelerden biri olarak kabul ettiği Salahaddin ağabeye Hz.Üstad, en evvel,kesinlikle Risale-i Nur hizmetine zararı olacaksa girmeyecek diyerek rızası olmadığını belirtmiştir.
2- Şayet birinci şart kesinlik kazanır, yani haslardan olan o talebe evlense dahi hizmette bir şeyler aksamayacak veya hizmet zarar görmeyecekse o zaman ikinci bir tedbir daha öne çıkarılarak “alacağı hanımı, has kardeşlerimiz gibi hizmet için çalıştırabilecekse…”şartı getiriliyor.
3- Has talebelerin hayatı kendilerine ait olmayıp Risale-i Nura ait olmasından haslar, o hayatı sadece kendi istekleri istikametinde kullanamazlar. Hizmet-i Nuriyede şahsı maneviyi temsil eden (ki Üstad hayattayken o temsili kendisi yapıyordu) has talebelerin şahsı manevisinin İZNİNİ almak şartı getirilerek KAYITaltına girebilir deniyor.Bu kelime dahi evlenme hadisesinin kişiyi dünyaya bağlayacağının bir emaresi olarak ifade ediliyor.
4- Son olarak eğer o has talebenin ebeveynin, yani anne ve babasının da bu evliliğe izni varsa o zaman inşaallah zararı olmaz diye ümid ediliyor.
Kısmen yapılan bu izahların yanında asıl mühim olan diğer bir husus da acaba bu evlilik sonrası Üstadımızın Salahaddin ağabeyle alakalı bir beyanının olup olmadığıdır. Yani Salahaddin ağabey, Hz.Üstad’ın nezaketle olmaz dediği ve bazı şartlar dahilinde zarar etmeyebileceğiümidini, bir izin olarak anlayıp bu izni kullandıktan sonra zarar edip etmediğinin tesbiti cihetinden mühimdir. İşte bu hususu açıklar mahiyette gayr-i münteşir bir mektubunda Hz.Üstad diyor ki;
“Bu mektub kimin bilemedim. Ziya aynen Zübeyir gibi hayatını Nurlara, îmân hizmetine fadâkârâne verecek bir mâhiyette bilirim, dünya ile hususan kadınlarla evlenmek, alâkadar olup bağlanmaz zannederim. Selâhaddin Nurun bir kahramânı iken tezevvücü onu dünyâya esir eyledi ona ve Nurlara çok zarar oldu. Eğer Ziyânın dünya ile ve evlenmek ile alâkadar olmaya niyeti katî varsa nurun erkânlarıyla meşveret etmek ona lâzımdır. Ben bu mes’elede fikir beyan edemem, Ziyâ gibi bir Nur kahramânı dünya ile zincirlerle bağlanması hizmet-i Nuriye fetvâ vermesiyle olur.”
Said Nursî (R. A.)
GAYR-İ MÜNTEŞİR EL YAZMA LAHİKA
Evet yukarıda naklettiğimiz bu paragrafta geçen “Selâhaddin Nurun bir kahramânı ikentezevvücü onu dünyâya esir eyledi ona ve Nurlara çok zarar oldu.“ Cümlesi sarih bir şekildeSalahaddin ağabeyin zarar ettiği ve zarar verdiği ifade edilmiştir.Hem Salahaddin’e yaptığı aynı üslupla, yani nezaketle Ziya adlı diğer bir talebesinin evlenme düşüncesine, öncelikle Salahaddin’i misal vererek başlaması ,onun nasıl zarar ettiğini beyan etmesi, ardından aynı Salahaddin’e dediği tarzda “niyeti katî varsanurun erkânlarıyla meşveret etmekona lâzımdır. Ben bu mes’elede fikir beyan edemem, Ziyâ gibi bir Nur kahramânı dünya ile zincirlerle bağlanması hizmet-i Nuriye fetvâ vermesiyle olur”demesi gösteriyor ki; Hz. Üstad bu hususa rıza göstermemiş, hatta “Ben bu mes’elede fikir beyan edemem…,” diyerek kendisinin taraf olduğunu yani evlenememe taraftarı olduğunu açıkça ifade etmiştir.
لاَ يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلاَّ اللَّهُ
ص