Niyet Nedir ?
Niyet, lügatte “kastetmek” manasına gelirken. Şeriatte ise “Allah’a yakın olma maksadı ile bir ibadeti yapmaya kalben azmetmek” manasını ifade eder. Yapılan işin ancak Allah’a tahsis edilmesini ifade ederek âdetleri ibadetlerden ayıran veyahut âdetleri ibadete çeviren niyet. Aşağıda derc edeceğimiz hadis-i şerif mucibince de fıkıhçılar tarafından ibadetin sıhhatine şart koşulmuş. İbadetin ancak niyet ile sahih olunabileceği ifade edilmiştir.
(bkz. İ. F. A. Cilt/1 sf:480, el-Fıkh’ul Menhecî cilt/1 sf:79)
“Ameller niyetlere göredir. Kişi için ancak niyet ettiği vardır.”
(Buhari/1, Müslim/1907)
Üstad Hazretleri bu manalara ilaveten çapını daha da genişleterek şöyle der;
…nazar ile niyet, mahiyet-i eşyayı tağyir eder. Günahı sevaba, sevabı günaha kalbeder. Evet niyet âdi bir hareketi ibadete çevirir.(*) Ve gösteriş için yapılan bir ibadeti günaha kalbeder.
Mesnevi-i Nuriye 51
Arkadaş! Bu niyet mes’elesi, benim kırk senelik ömrümün bir mahsulüdür. Evet niyet öyle bir hâsiyete mâliktir ki, âdetleri, hareketleri ibadete çeviren pek acib bir iksir ve bir mâyedir.
Ve keza niyet, ölü ve meyyit olan haletleri ihya eden ve canlı, hayatlı ibadetlere çeviren bir ruhtur.
Ve keza niyette öyle bir hâsiyet vardır ki; seyyiatı hasenata ve hasenatı seyyiata tahvil eder.(**) Demek niyet, bir ruhtur. O ruhun ruhu da ihlastır.(***) Öyle ise necat, halas ancak ihlas iledir. İşte bu hâsiyete binaendir ki; az bir zamanda çok ameller husule gelir. Buna binaendir ki; az bir ömürde, Cennet bütün lezaiz ve mehasiniyle kazanılır. Ve niyet ile insan, daimî bir şâkir olur, şükür sevabını kazanır.
Mesnevi-i Nuriye 70
(*) …en küçük bir muamelede, hattâ yemek, içmek ve yatmak âdâbında Sünnet-i Seniyeyi müraat ettiği dakikada, o âdi muamele ve o fıtrî amel, sevablı bir ibadet ve şer’î bir hareket oluyor.
Lem’alar 50
(**) İbadet ve duanın sebebi ve neticesi, emir ve rıza-i İlahîdir; faidesi, uhrevîdir. Eğer namazdan, ibadetten dünyevî maksadlar niyet edilse, yalnız onlar için yapılsa, o namaz battal olur.
Emirdağ Lahikası-1 / 32
(***) İbadetin ruhu, ihlastır. İhlas ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir faide ibadete illet gösterilse, o ibadet bâtıldır. Faideler, hikmetler yalnız müreccih olabilirler, illet olamazlar.
İşarat-ül İ’caz 85
Medar-ı necat ve halas, yalnız ihlastır. İhlası kazanmak çok mühimdir. Bir zerre ihlaslı amel, batmanlarla hâlis olmayana müreccahtır. İhlası kazandıran harekâtındaki sebebi, sırf bir emr-i İlahî ve neticesi rıza-yı İlahî olduğunu düşünmeli ve vazife-i İlahiyeye karışmamalı.
Mesnevi-i Nuriye 172