Take a fresh look at your lifestyle.

Verilen Maddi Manevi Rüşvetler

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi (r.a)

Verilen Maddi ve Manevi Ücretler

Emirdağ Gayr-i Münteşir


        Maddî-manevî bir sual münasebetiyle garib bir ihtar:

        Şöyle ki: Denildi: Sen müdafaaatında demişsin: “Müslümanlar din terbiyesini terketse, anarşi olur. Başka ecnebî milletler gibi komünist veya sosyalist gibi kayıd altında kalamaz ve anarşilere idare etmek yalnız istibdad-ı mutlak ve rüşvet-i mutlaka ile olabilir, başka çare olamaz.” Hem müdafaatta demişsin: “Risale-i Nur küfr-ü mutlakı kırdığı için küfr-ü mutlakın üstü olan istibdad-ı mutlakı ve altı olan anarşiliği def’eder, kaldırır.” Acaba bir misal gösterebilir misin?

        Ben de dedim: Mahrem ve kısaca bir cevab şudur ki: Hakiki anarşilik değil, belki bir tevehhümle bir mikdar lâdinî terbiyesi altında kalan bu vatandaki dindar millete anarşilik gelmiş veya gelmesi ihtimaline binaen umumî ve küllî acib bir rüşvet-i mutlaka nevinden memurlara maaşı kadar bir ilâve ve çiftçilerden şimdi çok maslahatlı ve merhametli olan öşür vergisini kaldırıp para ile buğdayı onlardan satın almak gibi; dâhilî haricî cereyanlar anarşilik damarından istifade etmemek için, çok garib maddî-manevî cüz’î-küllî rüşvetler göründüğü; çok zamandan beri hayat-ı içtimaiyeye bakmadığım için bilemediğim ve istemediğim halde birden köylülerden işittim.

        Yine bu münasebetle manen denildi ki:

        Nurcular gayet büyük bir kuvvettir. Ne için onlara da hakk-ı sükût olarak tamam serbestiyet vermekle manevî bir rüşvet verilmiyor?

        Ben de dedim: Risale-i Nur’un tamamen ehemmiyetini takdir ve kıymetini tam tasdik ettikleri halde intişarına meydan vermemesiyle, hariçten gelen dehşetli dinsizlik cereyanına güya Risale-i Nur’u neşrettirmemekle surî, dinsizcesine, lüzumsuz, faidesiz bir rüşvet veriyorlar gibidir. Tâ o haricî ve hücum etmek isteyenler hücum etmesinler. Halbuki Risale-i Nur dâhilde kuvvetli manevî fütuhatı ile anarşiliğe meydan vermediği gibi, hariçten gelen ve içimizden anarşiliği yetiştirmeğe çalışan, şimalden gelen dehşetli dinsizlik cereyanına karşı sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur’anîdir. Bu vatandaki milliyetperver ve vatanperver ve ehl-i hamiyet siyasetçe, hayat-ı içtimaiyece ve kendi menfaatlerinceRisale-i Nur’un neşrine mecbur olduklarını iddia ederiz. Ve Nurları iman için okuyan veya resmen tedkik eden binler şahid, bu davayı tasdik ederler. Eğer bu yirmi senede, perde altında Risale-i Nur Kur’anın mu’cize-i maneviyesiyle yüzbinler iman-ı tahkikî sahiblerini yetiştirmese idi, bu mübarek vatan ve millet pek dehşetli fırtınalara tutulacaktı. Ve tutulmadığına bir sebeb de Risale-i Nur olduğuna Sure-i Vel-Asr işaret ediyor.

Yoruma kapalı.